Anlayın N’olur!

“Erkeklere güvenimi kaybettim”, “Artık aşka inanmıyorum” gibi cümlelerin açıklaması şudur: “Dikkatimi çekmiyorsun, kendini boşa yorma…” Çünkü bir kadın, dikkatini çeken erkeğe rastlamışsa, o güne kadarki bütün tövbe ve yeminlerinin üzerini çizer. (İstisnalar kaideyi bozmaz.) Şimdi söyleyin bana:

Erkekler mi daha çok yanılgıya uğrar yoksa kadınlar mı? Bence kadınlar daha çok yanılgıya uğramaktan yakınırlar… Neden mi? Çünkü onlar için öncelik dış görünüştür. Görünüş ne midir? “Evi, arabası ve cüzdan durumu nedir? Doluysa tamamdır” hesabındalar.

İyi kalpli adamlarla karşılaşmanın edebiyatını çoğunlukla cebi dolu kötü adamlara rastlamış yanılgısını yaşadıkları için yaparlar… Ki bunu da en erken 40 yaşında söylerler. Çok pardon ama gülü koklanmış, yaprakları dökülmüş… Bu saatten sonra aklı başına gelmiş kime ne?

Bakarlar ki gerçekten para var ama evde huzur diye bir şey yok. Huzurun parayla satın alınmadığını o yaşa kadar hiçbiri anlamaz… İlle de yaş olarak algılamayın, 40’tan kastım kırk yaş olgunluğuna ulaşmış olmaktır.

Geçenlerde bir olaya şahit oldum, abartılmamış haliyle anlatayım. Kız evlenmeye karar vermiş. Bende sordum nasıl biriyle evlenmeye karar verdiğini. Diyaloğu olduğu gibi anlatıyorum.

“Adam nasıl biri?”
“Evi var, arabası var.”
“Adam nasıl biri?”
“Avukat.”
“Adam nasıl biri?”
“Aileden zenginler, Trakya tarafında yazlıkları da var.”
“Adam diyorum, adam nasıl biri?”
“1.85 boyu var, kumral…”
“Adamı soruyorum, adam nasıl biridir?”
“Kilosu sağlığı gayet yerinde. Harıl harıl çalışıyor.”

Hani eskilerin bir deyimi vardır: “Bize tilkinin kuyruğunu değil, tilkiyi anlat” diye. Kız ise bana adamın kuyruğunu anlattı. Ben kaç saat boyunca “Adam nasıl biridir?” derken şunları sordum:

Delikanlı mıdır, mert midir, cimri midir, çabuk öfkelenir mi, nazlı mıdır, mızmız mıdır, insaniyeti nasıl, tanımadıklarına nasıl davranır, sofrasına düşkün müdür, eşinin lafını dinler mi, anneci midir, babacı mıdır, akrabaları ve arkadaşlarıyla ilişkisi nasıl, tanıyanlar sever mi nefret mi eder, dediğim dedik midir, kavga sonrası kinci midir yoksa bir saat geçmeden yüzü gülen midir? Her şeyden önemlisi de şu: Kalbinde Allah korkusu var mıdır?

Benim merak ettiklerim bunlardı… Şimdi söyleyin bakalım. Benim sorduklarımdan geçer not alanla mı yuva kurulur yoksa onun bir yuva için gerekli olduğunu düşündüğü ev, araba, yazlık ve 180 boyunda kumral olan ve hiçbir kişisel özelliği bilinmeyen biriyle mi? Sizce bu insan da birkaç sene sonra “Bir adamın cebi değil, yüreği iyi olmalı” edebiyatı yapanlar tayfasına katılmayacak mı? Katılacağına adım kadar eminim.

“Boşanmaların 2016 yılında %39,1’i evliliğin ilk 5 yılı, %21’i ise evliliğin 6-10 yılı içinde gerçekleşti.” Cümlesi Tüik’in (Türkiye İstatistik Kurumu) sitesinden alıntıdır.

Evladı yetiştiren annedir, baba dediğin nasihatçiden ibaret. Kendini eğitmeyen, evladını da eğitemez. Eğitimsiz evlat ise neyi, nasıl, ne şekilde seçeceğini de bilemez. Gözü tok evlatlar yetiştirin. Bir evladın gözü tok olursa karşısındaki insanda yürek güzelliği arar. Neyiniz varsa çocuklarınızın önüne dökün demiyorum. Sizler beni anladınız, n’olur anlayın.

Çünkü böyle şeyler okullarda anlatılmaz…

Yorumlar

yorumlar

Yazar Hakkında

servetsayginoglu

Yazarlık hayatına 2011 yılında Kafka’ya hayranlığı üzerine “Bir Kafes Kuş Aramaya Çıkmış” adlı kitabıyla başlamış, şu anda “Sana Güvenmiştim” kitabına kadar 7 eser yayımlamıştır. Saygınoğlu, şu anda kişisel ve toplumsal konular üzerine hem yazılı hem de video türü içerikleri üretip sunmaktadır.