Kadınlar, hayatlarına dokunabileceği erkeklere daha meyilli olurlar. Eksiğini tamamlayacak ve üzerinde hüner sergileyecek; kısacası emek verecekleri bir eksiklik ararlar.
Yani kadın erkeğin kusurlusunu sever, düzeltebileceği bir şeyi kalmayınca da sıkıcı bulmaya başlar.
Kısacası Çocuklar Duymasın’daki Haluk/Meltem olayı gibi. Meltem sürekli Haluk’u kendi istediği ölçüde adam etmeye çalışıp ve bundan sonuç alamadığı halde istikrarla bunu yapmaya devam ediyor ve o evlilik sürüp gidiyor.
Sonuç almış olsa bir gün gelecek ve adamda düzeltecek bir şey kalmayacaktı ve uğraşı bittiği için iletişim de evlilik de bitecekti.
Kadınların aklı biraz da değirmen gibidir. Eğer içine öğütecek bir şey atmazsa kendi kendini hırpalamaya başlar. O yüzden tabiatı gereği sürekli bir şeyler adına uğraşmaya ihtiyaç duyar.
Gönül ister ki herkes emek verdiği her şeyin karşılığını görsün. Ama bu güzel kafalarını erkekleri yönetmek üzerine kullanmak yerine daha verimli şeylere yorsalar dünya hayatı tüm dünyalılar için daha lezzetli olurdu.
Bunun farkına erkenden varmış olanlara ne mutlu…
Servet Saygınoğlu