Bir insan ceketsiz, atletsiz hatta pantolonsuz bile yaşayabilir. Üzerine bir çuval geçirip çıkar. Ama ayakkabısız çıkamaz. Demem o ki, üzerine yüklendiğin (işçin, ayakkabın, araban, evin, eşin) şeylere kötü davranma. Bu parantez içinde bahsettiklerim için kesenizin ağzı sonuna kadar açık olmalı. Bunlar, cimrilikle alakası olmayan en özel ihtiyaçlarımızdır.
Ayakkabın: İmkânının el verdiği kadar iyi bir ayakkabı almalısın. Yukarıda bahsettiğim gibi gerekirse üzerine çuval giy ama ayakkabın iyisinden olsun. Ucuz ayakkabı ayağı kokutabilir, sıkabilir, çabuk yırtılabilir…
İşin / İşçin: İşine bağlı olmalı, benimsemelisin. İşçin varsa, gününde hakkını ödemeli, kalbini kırmamalı ve ciddiye almalısın. İşini ciddiye almazsan, kazancın helal olmaz. İşçini ciddiye almazsan, o da işini ciddiye almaz. Dolayısıyla yerinizde sayarsınız.
Araban: -ihtiyaç dâhilinde- aileni ve kendini en az yoran ve sizi rahat ettirebilecek arabayı al.
Evin: Senle beraber ailenin yaşadığı yer. En güzelinden olacak diye bir şey yok. Daha iyisini alma olanağın varken 3 çocuğu iki odalı eve sığdırmak zulümdür. Dünya fani, elini yumruk yapma. Aç ki Allah sana versin, sende sevdiklerine ver.
Eşin: Heyecanı en fazla bir yıl sürer. Devam ettirene ne mutlu! Fakat saygı bakidir. Birlikteliği yürüten de asıl budur. İnsan konuşarak anlaşır. Yorgunum, başım ağrıyor, komşu bunu yapmış, arkadaş bunu almış diye bir olay yok. Kendi evinle ilgilen. Herkes bu konuda şanslı olmayabiliyor. Tabi dilerim ki kurulan hiçbir yuva yıkılmaz. Eşlerin bir araya gelerek birbirinin yüzüne bakma yeri sadece yatak odasıysa, o aile dışarıdan çok iyi görünse bile içeride zannedildiği gibi değildir.
–Kadın: Yapacağı yemeği büyük bir keyifle yapmalı, gülümseyerek karşılamalı. İşe giderken kahvaltısız yollamamalı.
–Erkek: Evin, eşin, çocuğun masrafından kaçmamalı, iyi bir dinleyici olmalı. Sabretmeyi bilmeli. Her şeyden önemlisi anne ile kaynanayı bir arada idare edebilmeli.
Velhasılıkelam insan tatlı dilli olmalı. Bir şey demeden önce karşısındakinin nasıl anlayacağını düşünerek naif bir şekilde söylemeli. Hal böyle olunca, kimse kimseye fazladan öfkelenecek bir şey aramaz… Tatlı dilin hatırı büyüktür.