Z Kuşağının Yurtdışı Hayali

Bir söylentiye göre,
Almanya’ya gitmek isteyen doktorların oluşturduğu Telegram grubu 3000 kişiyi bulmuş…

Böyle böyle gidecek doktor bulamayacağız. Günümüzde Z kuşağının (aileden durumu iyi olanlar hariç) tamamı yurtdışında hayat kurma planı yapıyor.

Çünkü yaşadığımız ülkede hayat pahalı. Gider ile kazanç arasında uçurum var artık. Geçen yılki faturana baktığın zaman bu yıla göre en az iki kat fark var.

Çok önemli bir şey değil sadece aldığın bisküvi bile 2,5 kat fiyatına çıkmış. Ama asgari ücrete gelen zamma baktığın zaman iki önceki yıllarda bile ucu ucuna geçiniyorken şimdi nasıl geçineceksin?

Partiler üzerine yorum yapmakla, onların neler yapması veya yapmaması üzerinde ahkam kesecek biri değilim. Fakat yaşadığım ülkenin gidilatı üzerine her vatandaş gibi yorum yapma hakkım var.

Üretmiyoruz, üretemiyoruz…

Bir toplum yolunu kesebilmek için en kolayı belini bükeceğin nokta üretimini durdurmaktır.

Türkiye olarak bizi ayakta tutan başlıca kaynağımız tarım ve hayvancılıktır. Bunu bitirdiğin zaman ya da zayıflattığın zaman hiçbir şeyden hayır bekleme…

Bugünkü gençliğe ilerde ne olacağını sorduğun zaman doktor hakim avukat türü mesleklerden birini söylüyorlar.

Benim kafamda şöyle bir şey var, ben şunu üretmek istiyorum veya kimsenin duymadı bir şey olmak istiyorum diyen yok.

Önümüzde bir tane rol model bulunuyor ve onu tercih ediyoruz. Daha doğrusu aile büyüklerimiz mutlaka onlardan birine özenirler ve onu bizim gözümüzde güzel göstermeye çalışırlar…

Bugün on yaşındaki çocuk bir arabaya ön tarafından baktığı zaman markasını hatta neredeyse modelini söyleyebilecek durumda… Çünkü her şeyden önce bir araba sahibi olmaya özendiriliyor.

Kadınlar erkeklerin araba merakından rahatsız olurlar ama arabası ve kendi yaşantısı olan erkeklere de öncelik tanırlar.

Tabi erkekler çocuk yaştan itibaren araba sahibi olmanın peşine düşer. Çünkü okulda babasını arabası olanlar daha bir omuzları dik yürür… Tenefüste çoğunlukla kızlar hep o çocukların yanında gezerler.

Vakt-i zamanında buna benzer bir konuyu yine kaleme almıştım fakat beni kadın düşmanı ilan etmişlerdi. Hiç alakası yok ben bu tür motivasyonların düşmanıyım. Daha el kadar çocuklara empoze edilmesine ve bu kafa yapısıyla büyütülmesine düşmanım…

Şimdi de yazının başıyla sonunu birleştireyim:
Evinde değer görmeyen, insan yerine konulmayan, ne kadar çalışırsa çalışsın bir kuru teşekkür bile çok görülen, yıllarca okumasına rağmen canının bile bir değeri olmayan kim olursa olsun evden gitmenin hayaliyle yaşar. Elinden geliyorsa da gider.

Benim diyecek sözüm yok, nerede adam yerine koyuluyorsan oraya doğru gönlün akar sonra da kendin akarsın…

Servet Saygınoğlu

Yorumlar

yorumlar

Yazar Hakkında

servetsayginoglu

Yazarlık hayatına 2011 yılında Kafka’ya hayranlığı üzerine “Bir Kafes Kuş Aramaya Çıkmış” adlı kitabıyla başlamış, şu anda “Sana Güvenmiştim” kitabına kadar 7 eser yayımlamıştır. Saygınoğlu, şu anda kişisel ve toplumsal konular üzerine hem yazılı hem de video türü içerikleri üretip sunmaktadır.